Emektar Telefonumdan Yeni Bir Telefona Geçiş..

Merhaba arkadaşlar..

İlk zamanlar kullandığım 6680 telefonum benim için yeterli gelmiyordu . Uygulama, güncelleme ve hafıza ile ilgili sıkıntılar yaşamaya başladım. Dokunmatik ekranların yeni çıktığı zamanlarda popüler telefonlardan biri de 5800 idi..

Birkez inceleme yapmıştım ve benim için gerçekten de can alıcı özelliklerin olduğunu gördüğümde o telefona sahip olmak istemiştim. Bu özelliklerden en başta olanı da daha güçlü işlemci ve ram miktarıydı.. Daha fazla depolama alanına imkan sunması ve flash desteği sunmasıydı.. Telefonu 490 TL ‘ye falan satın almıştım . Ve aldıktan sonra öyle bir popülerlik kazandığını gördüm ki sanki belediye dağıtımına çıkmış bir telefon gibi hissediyordum. Mahallede , caddede herkeste bu telefonu kullanırken görüyordum.. Fiyatı da yükselmişti üstelik..Uzun zamandır kullandığım Nokia 5800 Xpress Music telefonum satın aldığım günden sonra büyük bir rekabet kazandı ve popüler telefonlar arasına girmeyi başardı..

Bir sosyal servis üzerinden telefonları karşılaştırma yapmıştım. İki karşılaştırma için 6680 seçmekte haklı sebebleriniz olarak verdiği yanıt güldürücüydü 😀

Nokia 6680 ürününü seçmeniz için haklı bir neden bulamadık!

Bu karşılaştırmayı (Nokia 6680 ve Nokia 5800 Xpress Music)  incelemek için tıklayınız.. 

5800,  o zamanlar için gerçekten de popüler ve en kullanışlı , en pratik özelliklere sahip orta seviye bir telefondu.. Sonrasında akıllı telefon pazarında bir çok gelişmeler oldu.. Birçok yeni model çıkmıştı. Ama memnundum telefonumdan..

Telefonu kullandıkça yeni özellikler keşfediyor ve bunları günlük hayatımı kolaylaştırmak için kullandığımda bana sağladığı yararı gördükçe daha işlerim ile bütünleşik bir halde  hareket ettiğimi görüyordum.Bu beni daha da pratik ve işlerimi kolay halledebilir halde olmamı sağlıyordu..

Örneğin; ufak , unutulabilecek notlar için bir post it uygulaması indirmiştim  Nokia Mağazasından..  Notlarım bazen siliniyordu telefon ara ara çökmeler yasadığı sırada.. Ama bu pratik uygulama sayesinde notlarımı bir kenara yazıp unutmaktansa, elimin altında olup istediğim şekilde kullanabiliyordum..

Ajandayı çok iyi kullanıyordum.. Ajandayı takvimden ziyade haftalık program gibi kullanmaya başlamıştım bir aralar..

Mesaj kutusunu kendime göre özelleştirmiştim.. Gelen mailler ve mesajlar günlük olarak filitreleniyor ve aralarda gelen reklam mesajları basit bir şekilde silerken istediğim mesaja anında ulaşabiliyordum.. Farkındaydım bir ara taslaklar kutusunu silmek için vaktimi harcamıştım 🙂

Nokia Suite yardımıyla telefonu odamda şarjda bırakıyordum sadece.. Laptop ile evin neresinde bulunursam bulunayım telefonuma bilgisayarım ile bağlanıyor ve buradan yönetiyordum. Bu benim için inanılmaz pratiklik sağlamıştı.. Belki de en çokta bu özelliği hoşuma gidiyordu telefonumun ..

Gerçekten de akıllı telefonlar dönemine ilk geçiş yaptığım sıralarda 6680 telefonumdan sonra 5800 Xpress Music  kullanmaya başladıktan sonra değişimi fark edebiliyorsunuz her türlü .. Kullandıkça artık Nokia’nın tüm özelliklerini çözmüştüm. Ama telefonum artık miladi doldurduğunu yavaş yavaş göstermeye başlamıştı.. Ara ara çökmeler yaşamaya başlamıştı.. Telefonun sesi çok güzel çıkıyordu ama kulaklığı kolayca bozuldu..Donmalar yaşanmaya başlamıştı. Telefonun kibar bir kalemi mevcuttu.. Sürekli kullanmaktan artık tırnakları aşınmış yerinde durmuyordu .. Bir gün yine yerinde durmadı ve üzerine basıldı ve sonunda kırıldı .. Arka kapağının kenarları aşınmaya başladı. En önemli özelliği olan dokunmatik ekranı artık harita metod defteri gibi olmuştu. Dokunmatik ekran katmanı aşınmaya başlamıştı. Aşağı yukarı elinizle ekranda hareket ettiğiniz zaman pıtır pıtır ses geliyordu.. Nokia’da bulunan rezesif ekranın ne olduğunu aslında bu problemden sonra anladım..

Bu arada ufak bir dipnot söylemek istiyorum : Telefonumun ekranında keşke koruyucu kullansaydım bu kadar olmazdı diye düşündüm daha sonra ve pisman olmuştum.. Eğer siz de bir dokunmatik telefon kullanıyorsanız ve bir cam koruyucunuz yok ise ne olur ne olmaz  bir tane siz de koruyucu plastik taktırın dokunmatik ekranınıza.. Kesinlikle tavsiye ediyorum.. Bunun yararını ileride göreceksiniz.. 😉

Bu kadar problem ile karşılaştıktan sonra 5800 dan 6680 telefonuma bir süre yeni telefon alasıya kadar dönüş yaptım.. Bu benim için inanılmaz derecede çöküş bir durum oluşturdu.. Bir de hemen şarjı bitmeye başladığını görüyordum ki bu beni çileden çıkartıyordu . Kullandığım özellikleri bir anda kullanamamaya ve işlerimi yürütürken aksamalar yaşamaya başlamıştım.Az bir süre bunu kullandım ama o dönem karanlık dönem olarak geçti bende ..

Bu arada telefonları araştırıyordum.. Aklımda Samsung Galaxy Ace (s5830) , Samsung Galaxy S3 , Iphone 4S , Sony Xperia ve Blackberry vardı.. Bu zamana kadar Nokia kullanıcısıydım hep.. Nokia’nın çöküşünün başladığı , çalkantıda olduğu dönemdi.. Android kendini fazlasıyla sahnede göstermeye başlamıştı.. Artık android kullanmak , onu denemek istiyordum. Bu yüzden Nokia bir telefon tercih etmedim. Ki yazılım güncellemelerinde  bile sadece tema değişikliği veya birkaç özellik ekleyerek çıkardıklarını düşünüyorum 🙂 Sonra Nokia Microsoft ile birlikte birşeyler üretmeye başladığını duyduğumda iyice soğudum..

Sony ve Blackberry markalarını da yazılımdan ötürü elemiştim. (Badaa kullanıldığını biliyorum) Geriye İphone ve Samsung markaları kalmıştı. En çok burada vakit kaybetmiştim.. Sürekli test ediyordum.. İphone ile Galaxy 3 , İphone ile Galaxy Ace , Galaxy Ace  ile Galaxy 3 .. Özelliklerindeki değişimler ve bu değişim değerlerini inceliyordum.. Bir de en önemlisi Samsung mu yoksa İphone mi tercih etmeliydim? Asıl soru da buydu benim için..  Teknoloji mağazalarında ya da arkadaşlarıma soruyordum. İki telefonu da kullanıyordum , test ediyor , kıyaslıyordum..

Aklımda olan şeyler vardı.. İlk olarak Iphone bir Apple ürünüydü.. Adı bile yetecek derecedeydi. Sınırlı , kendi içerisinde bir yapısı vardı. Bu yüzden bluetooth dosya alışverişi dahi yapamıyordunuz. Bu durum beni pek tatmin etmiyordu. Ve artık o kadar popüler hale gelmişti ki o telefon da ; 5800 dan sonra en çok popülerliği bu telefon kazandı diye düşünüyordum.. Herkesin elinde görmeye başlamıştım.

Bazen durum o kadar aşırıya kaçıyor ki çığırından çıkma noktasına gelmiş olduğunu hissediyorum . Bir eylem içinde bulunmaya başlayacağımız anda ya da herhangi bir durumda çevremde 10 kişi varsa 5 – 6 kişi ilk önce telefonlarını çıkartır oldu. İphone ile girilebilen kafelerin olabileceğini düşünmeye başladım. Sanki o telefona sahip olmayanın hayatta hiçbirşeyi yokmuş gibi.. Sırf  iphone paylaşımı olması için telefon alanların bile olduğunu düşünüyorum. Bilmiyorum çok mu katı düşünüyorum ya da benimle ilgili bir takıntı mı oldu anlamıyorum ama bu sebepten ötürü de Apple ürününden vazgeçtim..

Çift hat kullanıyordum. Ve bir telefona daha ihtiyacım olacağını biliyordum. Araştırma yaparken ihtiyacımı gidereceğini hissettiğim bir telefon olan Samsung Galaxy DUOS S 7562 ile rastgeldim. Özelliklerine söyle bir bakalım :

Boyut ve Ağırlık

Ağ ve Bağlantı

 Teknik Özellikler

Ekran ve Gösterim

 Güç ve Batarya

Bu telefonda mevcut bu özellikler neredeyse su anki en iyi telefonlardan birkaç özellik veya seviye fazla diyebiliriz.Ama benim ihtiyaçlarımı fazlasıyla karşıladığı için o kadar fazla para vermektense bu telefonu tercih etmek daha mantıklıydı benim için.. Aklımda olan tüm model ve markaların içerisinden artık bu telefonu inceledikten sonra karar verdim. Alacağım telefon Samsung Galaxy Duo S7562 olacaktı..

Karşılaştırmalar : 

Telefonu sürekli karşılaştırmalara alıyordum. Farklı telefonlar ile aralarındaki kıyaslamalara bakarak hangi farkların neler olduğunu görüyordum.Bu farklılıkları siz de incelemek isterseniz alttaki linklerden bir sosyal servisin sunduğu hizmet yardımıyla inceleyebilirsiniz..

Galaxy I9300 S 3 ve Galaxy Duo s7562 karşılaştırması 
Galaxy Duo s7562 ve Nokia 5800 karşılaştırması 
İphone 4s ve Galaxy Duo s7562 karşılaştırması

Telefonu cok uygun bir fiyata, sıfır satın aldım. Beni satın alırken şaşırtan en büyük fark kücücük bir kutuya sahip olması.. Nokia’nın telefon kutularına alışkınım ,  telefonun 4- 5 katı büyüklüğünde kocaman bir renkli kutuları vardı.Ama Samsung’un kücük ve telefon sıgacak kadar bir kutuya konulmuş olması göze alışkın olmadığım birşeydi 🙂

Hayırlı bir şekilde kullanmak nasip olur inşallah telefonumu.. Görünüş , özellikler ve fiyat bakımından herkese tavsiye edebilirim.. Telefonu kullanış , performans , çift hat kullanımı ve diğer işlevleri için ayrı bir yazı yazacağım.O yazımda bu modeli daha detaylı bir şekilde inceleme yapacağız. Bu sayede bu telefonu almak isteyen , alacak olan arkadaşlarıma bir ön inceleme olurken ; almış olan arkadaşlar içinde farklı özelliklerin kullanımıyla ilgili farklı bilgiler edinebilirsiniz.. Eğer kullanmış veya kullanıyor arkadaşlarım da bu yazı altına yorumlarını bırakırsa bu model için güzel bir kaynak oluşturabiliriz..

Şimdilik bu kadar.. 🙂
Teşekkürler..