Bugün Internet Computer Protocol blok zincirini tanıyıp Hello World örneğiyle bu merkeziyetsiz geliştirme ortamına ilk adımımızı...
Covid-19 Günlerinde BİZ
Kemal İKİZOĞLUHerkese merhaba,
11 Ocak 2020 tarihinde Çin’in Wuhan kentinde ilk ölümlü durum ile başlayan Covid-19 virüsünün diğer şehirlere sıçramasını televizyon izliyor, an be an gelişmeleri haber sitelerinden takip ediyorduk. Basit çözülebilecek bir salgın olarak görerek durumun pek önemsenmediğini açık açık söyleyebiliriz. Ölüm sayılarının hızla ivme kazanarak Şubat ayı boyunca artması ve farklı ülkelere de dağılarak devam etmesi aslında hepimizi korkutan bir durum olmuştu.
Ülkemizde Covid-19 için alınan en ciddi önlemlerin biri de 13 Mart 2020 Cuma günü okulların erkenden kapatılması olmuştu. Bu kapanma sürecinin ilk haftası ileriki tarihlerde yapılacak Ara tatil, devam eden haftalarda EBA ve TRT’nin bazı TV kanalları yardımıyla Uzaktan Eğitim’e geçiş yaparak eğitimi devam ettirmek olmuştu. Beklenmedik durumlarda hızlı önlemler alabilmek için herkesin seferberliğini rahatlıkla görebiliyorduk. Başta Sağlık personellerimiz, öğretmenler, polisler, sürece destek veren herkes farklı bir eforla çalışmaya başlamışlardı. Burada tedavisi olmayan bir süreç için önlem almaya çalışıyorduk.
Herkesin kendi karantina halini oluşturması sebebiyle hızlı bir alışveriş yapma ihtiyacı doğdu. Marketlerden bizi olabildiğince idare edebilecek, dışarı çıkma ihtiyacı hissettirmeyecek kadar malzeme satın aldık. Tüm uyarıları dikkatle uygulamaya çalışıyorduk. Çünkü hastalık bulaştığında tedavinin seyrinin nasıl ilerleyeceğini kimse bilmiyordu. Tabi evde olduğumuz süre boyunca psikolojik olarak kendimizi iyi hissedebilmemiz gerekiyordu. Aksi halde herkesin hayatını tehlikeye atabilirsiniz.
Yapmak istediğimiz, gerçekleştirmek istediğimiz o müthiş zaman aralığı çalışmaya başlamıştı. Bu zamana kadar rafa kaldırdığınız, yapmak istediğiniz birçok şeyi bu zaman aralığında gerçekleştirebilirsiniz. Bir alışkanlığa başlamak, bir şeyler öğrenme başlamanın en uygun zamanıydı. Evde internetiniz ile bütün dünyada erişebilir kaynaklara sahip olabilirsiniz. Sadece ne yapmak istediğini düşünmek ve uygun koşullarda istemekle başlıyor her şey..
Karantina günleri sonrası birçok online eğitim veren web sayfaları eğitimlerini ücretsiz olarak halka açmaya başlamıştı. Toplantılar, zirveler, görüşmeler online platformlar üzerinde yapılmaya başlandı. Gerekli altyapıya sahip olmayan kurum ve kuruluşlar hızlı çözüm anlamında insanların talep gösterdiği yazılımlara yönelirken daha önce bu konular üzerinde çalışma yapmış kurum ve kuruluşlar sadece basit bir geçişle süreçlerini yürütmeye devam ettiler. Kimi çalışanlar fiziksel olarak işe gitmeye devam ederken kimi çalışanlar ise işlerini evden yürütmeye devam ediyorlardı. Polisler, sağlık personelleri başta olmak üzere ulaşım, haberleşme gibi bazı sektörlerin de fiziksel olarak çalışmalarına devam ediyorlardı.
Ben bir öğretmen olduğum için bu başlığı biraz daha açmak istiyorum. Okulların kapanması ve sürecin ne zaman yola gireceğinin bilinmemesi bazı şeyleri riske atamayacağımızı en baştan gösteriyordu. Eğitim çarkının da işlemesi, devam etmesi gerekiyordu. Çalışma saatlerimizde görünen 5 gün 08:00 – 16:00 kuralının şimdilerde 7/24 olması sürece ne kadar dahil olduğumuzu açıkça gösteriyordu. Kendi sağlığımızı koruyarak aynı zamanda derslerin devam etmesi ve aradaki zamanın en iyi şekilde değerlendirilmesi geleceğimiz için önemli konular arasındaydı. Zamanımızı daha verimli geçirebilmek adına neler yaptıklarımızı bir sonraki blog yazımda yazıyor olacağım.
Geçen hafta öğrencilerimle ilk görüşmemizi gerçekleştirdik. Çok özlemiştik birbirimizi. Kamera karşısında canlı bir şekilde ders anlatmaya çalışmak tamamen teknolojinin hakim olduğu bir durumda eğitim yapmak heyecan vericiydi. Hele ki çağımızda bilişim teknolojilerine olan öneminin hiç ama hiç umrunda olmadığı bir MEB olsa da bu işe emek veren özel sektörün bayrağı en önde götürmesi insanı hiç olmazsa rahatlatıyor. Fakat bu rahatlığın herkese dair olmadığını biliyoruz. Belirli bir ücret karşılığında özel okul öğrencisi olarak bu imkanlara sahip olabiliyorsunuz. Şu an derslerimize devam ediyor hem de askıya aldığımız, gerçekleştireceğimiz işlerimizi evde kaldığımız karantina süreci boyunca yapabiliyoruz.
Şu soruyu hep merak etmişimdir: “Fırsat eşitliği konusunda doğudaki öğrenciler ile batıdaki öğrenciler arasında farkın açılmasını nasıl kapatacağız?” Artık şöyle bir cevabım var: Parayı veren düdüğü çalar! MEB bu süreçte EBA (Eğitim Bilişim Ağı) gibi bir platformu hayata geçirmiş olup BİLSEM(Bilim ve Sanat Merkezi) gibi özel yetenekli çocukları da sınavla kabul ederek ileri yönelik ek çalışmalar gerçekleştiriyorlar. Bunun dışında özel okullar Türkiye’nin dört bir tarafını çevirerek ücretli bir şekilde iyi eğitim sözü vererek bu işi gerçekleştirebiliyorlar. Doğudaki veya Batıdaki herhangi bir çocuğun babasının parası varsa iyi bir eğitim alabiliyor artık! Bu tıpkı yeni satışa çıkan bir Iphone’u aynı anda Türkiye’den de satın almak gibi bir şey oldu.
http://blog.ikizoglu.com/2011/03/fatih-projesi-nedir-gelecegi-nasil-etkileyecek/
Eğitiminizi sürdürmekle birlikte ona değer katacak çalışmalar yürütmelisiniz. Siz de evde kalarak, önlemlerinizi alarak çevrenizdeki insanların virüsü kapmasına engel olabilirsiniz. Hasta bir kişinin 16 kişiye bulaştırabildiği İstanbul’da ya da Anadolu’nun herhangi bir köşesinde bu yazıyı okuyan sevgili okurum lütfen uyarılara kulak verin! Çevrenizi virüs hakkında bilgilendirip gerekmedikçe dışarı çıkmalarına engel olun, çıkmayın. Bugün karantinadaki 22.günümüz.
Virüsün yayılış sürecini daha detaylı incelemek isterseniz şu yazıdan okuyabilirsiniz. Sağlıklı günler görebileceğimiz, sağlığımızın kıymetini bileceğimiz o güzel günlere erişebilmek ve bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle..
Sağlıcakla kalın.
Son Yorumlar..