Teknoloji ve Hayata dair günceler

Son Yazılar


Kategoriler


Son Yorumlar..


Maker Hareketi Nedir? Nasıl Maker Olunur?

Kemal İKİZOĞLUKemal İKİZOĞLU

İlk çocukluk döneminde hepimizin başından geçen genellikle ailelerimizin bu duruma kızdığı ama bizim inanılmaz zevk aldığımız bir durum vardır. Bir oyuncağı, bir nesneyi önce anlamaya sonra parçalamaya sonra parçalardan yeni bir şeyler yapmaya çalışırdık değil mi? Hatırladınız mı o günlerinizi? Oyuncaklarınızı nasıl da parçalıyor bambaşka ufuklarda yüzüyordunuz? =) Ben bu yaptıklarımı çok iyi hatırlıyorum. Bir şeyler üretme, kendi başıma bir şeyler yapma ihtiyacı duyuyordum. Bu inanılmaz hoşuma gidiyordu. Babamın yeni aldığı ışıklandırılmış yelkenli harika bir geminin güzelliğine bakmadan parçalıyor, bu ışıklar bana lazım diyordum. Oyuncak arabalarımın motorlarını çıkartıp bu motorları şurada kullanmalıyım diye kendime söylüyordum. Sonunda bir ürün ortaya çıkartıp gelen misafirlere gösteriyordum. Sizin de bu şekilde yaptığınız eminim hatırlayacak birçok anınız vardır.

Maker Hareketi Nedir?

Maker Hareketi (Maker Movement), dünyada hızla yayılan “kendin yap” kültürü ile teknolojinin birleşmesinden oluşan bir akımdır.Herkes bir şeyler üretebilir/üretmelidir” mottosu ile yola çıkan ve tüm dünyada büyük ilgi gören bu hareket kişilerin ihtiyaçlarını kendi ürettikleri ürün ve materyaller ile gidermesini temel alıyor. Yemek yapmak, evdeki tamirat işlerini halletmek gibi küçük adımlarla başlayan hareket, hediye ve hobi amaçlı üretilen eşyalara ve hatta hayatı kolaylaştıracak buluşlara kadar çok geniş bir üretim alanına sahip.

Maker Hareketi öncülerinden Dale Dougherty’nin tanımına göre, “Maker ruhunun temelinde rekabet yerine paylaşım, para yerine yetenek, ezber bilgi yerine deneyim vardır. Artık yapmak çok kolay. İnternetten bulacağınız modellerle, 3 boyutlu yazıcılar yardımı ile eskiden haftalarca süren ve çok pahalıya mal olacak prototipleri, bugün çok hızlı ve ucuza yapabilirsiniz. Arduino, Littlebits benzeri elektronik devreler ve bileşenler sayesinde, detay bilgiye ihtiyaç duymadan, yapabilecekleriniz hayal gücünüz kadar sınırsız. Yapmak istediğinizi bir arama motoruna yazıp yapmaya başlayın!”

Hareketin temelinde üretim olduğu için kendimize niçin, neden gibi sorgulayıcı sorular yerine nasıl ile başlayan ilk adımı atacak sorular sormalıyız. Hatırladığım güzel bir anımı paylaşmak istiyorum. Yaz aylarında sıcak hava insanları her zaman bunaltır. Bende buna bir çözüm bulabilmek için önce küçük bir kağıdı pervane şekline getirip kullanmadığım oyuncak arabamın motorunu sökerek ucuna taktım.Oyuncak arabamın kumandasını da motora bağladım. Bağlantıyı sağlayıp motoru çalıştırdığımda oluşan o rüzgarın yüzüme vurması beni o kadar heyecanlandırmıştı ki o ilk mutluluğu tarif edemem. Fakat kağıt zayıf kalıyordu ve bağlantı noktası arada çıkıyordu. Heyecanım yarım kalmıştı.Farklı bir şey bulmalıydım. O zamanların meşhur oyun araçlarından bir tanesi de pokemon tasolarıydı. Taso, kalınlığı ve uygunluğu ile tam aradığım bir pervane olacaktı. Eskiyen bir tasomu alıp yıldız şeklinde kestim. Kesmek biraz zor oldu ama buna değmişti. Motorun ucuna tasomu uygun şekilde bağladım. Ve motoru çalıştırdığımda her şey çok güzel çalışıyordu. Bir serinleticiye sahip olmuştum. =) O zamanlarda pervane yapmak için farklı şeyler denemiştim. Fakat şimdi gelişen teknoloji ve imkanlarla kendi pervanemi kendim tasarlayabilirim. Büyüklüğü, hava akımını,bağlantı noktasını tercihime göre tasarlayıp bunu 3d yazıcı ile yazdırabilirim. Kumandayı iptal edip motor için bir kutu tasarlayıp batarya, kontrol ve motoru bir kutu içinde toplayabilirim. Bu şekilde düşünmeye başlayıp daha farklı fikirler üretip ürünümü geliştirebilirim. Hatta pazarlayabilirim, bunu daha ileri noktaya götürebilirim.

Basit bir ihtiyaçtan yola çıkmıştım. İmkanlar dahilinde bir ürün ortaya çıkartmıştım. Daha önce yapıldı ya da yapılmadı. Önemli olan bunu kendi başına yapabilmiş olmak! Bu bilgiyi bu deneyimi başkalarıyla da paylaşmak! İşte Maker Hareketinin özü budur.

Nasıl Maker Olunur?

Make; yapmak, üreten, geliştiren, yapan kişiler ise maker’dır. Maker olmanın yaşı yoktur. Ekstradan bir sertifikasyon eğitimi ile alınacak bir sıfat değildir. Eğitimle daha iyi desteklenebilir. Fakat işin özü bu ruhu hissedebilmek, bu üretme ve paylaşma isteğini yaşayabilmekte ve bunları teknolojiyle gerçekleştirebilmektedir. Bu ruhu yaşıyor ve harekete geçmişseniz sizde bir maker olmuşsunuz demektir.

Maker Ruhunun Özelliği Nedir?

Maker ruhu aslında sizin yaratıcılığınızı da geliştiriyor. Yaratıcı olmanın da makerların da taşıdığı bazı ortak özellikler vardır. Her şeyin ilk kıvılcımı merakla başlıyor. Merak edip hevesleniyorsunuz. Araştırmaya başlıyorsunuz, teknolojiyi kullanıp çözüm bulmaya çalışıyorsunuz. Bulacağınız çözüm için bir ürün ortaya çıkartıyorsunuz. Üretim odaklı çalışıyorsunuz çünkü bir problem var ve çözüm bekliyor. Problemler öyle ilk adımda çözülen sorunlar değildir. Sabırla farklı bakış açılarından bakmaya çalışıyorsunuz. Çözüme en uygun olanı tercih edip bunu gerçekleştiriyorsunuz.

Hangi Teknolojileri Kullanabiliriz?

İnternette DIY (do it yourself) diye bahsedilen türkçesi kendi başına yap olarak ifade edilen maker deneyimleri paylaşılır. Çocukken başlayan temel üretme isteği gitgide teknoloji kullanarak daha profesyonel çözümler üretmeye doğru devam edecektir. Peki hangi teknolojiyi kullanarak bunları yapabiliriz?

1- Temel Algoritma ve Kodlama:

Teknolojiyi bilinçli bir şekilde kullanarak verimli çalışıp harika işler çıkartabiliriz. Evet, teknolojiyi kullanacağız ama bu teknolojik araçlarla doğru iletişim kurup onlara doğru komutlar verebilmeliyiz. Aynı dili konuşabilmenin yolunu bulmalıyız. Atacağımız ilk adım onların düşünce sistemini, çalışma mantığını anlayarak onlar gibi düşünerek hareket edebilmekten başlamalıyız. Temel algoritma ve kodlama mantığını öğrenerek teknolojiyi kullanabilmek için aynı dili konuşur hale gelebilmeliyiz. Böylelikle aradaki iletişimi başarılı bir şekilde sağlamış olacağız. Strach, Code.Org, Kodable, Makey Makey, Codemonkey vb. kodlama araçlarıyla işe başlayabilirsiniz. 

2- 3 Boyutlu Yazıcılar:

5 cm x 5 cm bir pervaneye ihtiyacınız var. Ya da istenen ölçülerde dişli çarka, herhangi bir nesneye ihtiyacınız var. Ve bunu kriterlerinize uygun şekilde sahip olmak istiyorsunuz. 3 boyutlu yazıcılar olmadan önce materyal bulmaya, onu kesip biçimlendirmeye çalışırdık. Büyük geldi tekrar yap küçük geldi tekrar kes, yapıştır düzelt.. Bunlarla zaman kaybederken artık bu adımları geride bıraktık. Resimde gördüğünüz Uluslararası Uzay İstasyonu kumandanı Barry Wilmore bir somun anahtarına ihtiyaç duyunca, 3D yazıcıyla yazılması için NASA, anahtarın kendisini göndermektense dijital dosyasını gönderdi. Elindeki beyaz anahtar uzayda 3d yazıcıyla yazdırılmış ilk araç. Bu bizim için küçük ama insanlık için büyük bir adım 🙂

3-Arduino & Rasperry Pi:

Elektronik ile uğraşmak zevklidir. Düzenlemelerimizin sonucunu hemen görürüz.En basitinden herkes iki pili arka arkaya bağlayıp bir kablo yardımıyla küçük fener ampullerden yakmıştır. O ışığın yandığını gördüğünüzde aklınıza birçok fikir gelmiştir ve ilk kıvılcım olan merakla bir şeyler üretmeye başlamışsınızdır. İşte arduino da bu merakınızı bir sonraki adıma taşıyacak sizin heyecanınızı katlayacak bir araç.Bu araçlar gerçekleştirmek istediğiniz tüm elektronik işlemler için ihtiyacınızı fazlasıyla görecek.  Kredi kartı büyüklüğünde bir elektronik devre ve bir board ile neler yapabileceğinizi gösterme vakti.

4- Mobil Uygulama Geliştirme:

İlk kez masaüstü bilgisayarlarla gözlerimizi açtığımız dijital çağa taşınabilir bilgisayarlar ile devam ederken şimdi de her şeyi tek bir cihazda mobil telefonlarda toplayıp her işi bu telefonlarla başarabilme noktasına geldik. Nereden nereye.. Mobil telefonlar daha yeni yeni çıktığında Ericson, Nokia gibi telefon üretici şirketleri birer yıldız gibi dünyanın her bir yerinde yükseliyordu. Telefonların şarjı 3-5 gün daha da tasarrufla 7 gün gittiğini duyuyorduk. Arada kablo olmadan konuşmak bize tuhaf geliyordu. Verici antenlerine bakıp yahu nasıl oluyor bu iş diye az düşünmemiştim. 3-4 satır küçücük ekranlardan, tüm işlemleri evet-hayır-arama yapmaktan ibaretken şimdi 1920 x 1080 (FHD) çözünürlüklü bir ekrandan kişiselleştirme ayarları yapıyoruz. Çığır açılmış bir teknolojinin ürünü bu! Hayatı kolaylaştıracak bir banka uygulaması kurup 3-5 saatlik işi kahve içerken aynı anda yapabiliyoruz. Aa aaa ne dedim ben? Cümlemi tekrar söylüyorum: Hayatı kolaylaştıracak bir banka uygulaması], [ kurup ][ 3-5 saatlik işi ], kahve içerken aynı anda ]. Düşününce ne var ki bunda diyebilirsiniz. Fakat gelinen nokta mükemmel! İhtiyacınız olan sihirli bir program, zaman ve mekandan bağımsız bir işi gerçekleştirme, aynı anda birden fazla işi yapabilmek! Bir tık ötesi ise bunların her bir aşamasını kendi başınıza gerçekleştirebilmek! İşte şu an tam da bu noktadayız. Uygulamalar sayesinde telefonlarımızda her işimizi özgürce yaparken kendi uygulamalarımızı bile yazabilir hale geldik. Başka birilerine ihtiyaç olmadan problemleri çözebilir hale geldik. Bir not alma uygulaması yazarak hayatı kolaylaştırıp verimlilik sağlayabiliyorsak bu bir başarıdır! Peki sizin yazdığınız bir uygulamanız  var mı? Yoksa neden bugün yazmaya başlamıyorsunuz =)  App Inventor uygulamasıyla bugün harikalar yaratabilirsiniz.

5-Robotik Kodlama

Robotların işlerimizi elimizden alacağını ve böyle bir zamanın gittikçe yaklaştığını çevrenizden sıkça duyarsınız. Evet bazı gelişmelerin içerisinde bu durumlarda elbet olacaktır. Önem arz eden bazı iş kollarında insan gücünün dışında başka bir gücün ihtiyacını hissedersiniz. Akla ilk gelen yerler fabrikalar, ağır endüstri kuruluşları, arama kurtarma ve güvenlik timleri, biraz daha ileri gidersek savunma sanayisi vb. yerler.. Gerek ağırlık, gerekse seri üretim, risk, tehdit durumu yüksek olan iş kollarında çalışan yakınlarınız varsa yaşadıkları sıkıntıları duyarsınız. Televizyonlarda haber olarak görür ve iç acınası durumlarla karşılaşırsınız. Orada o kişi yerinde siz de olabilirdiniz. Bu tehlikeyi siz de yaşayabilir veya yaşamış olabilirdiniz. Bu gibi durumların yaşanmasını hiç kimse istemez. İstemediği için de düşünmeye başlarız. Acaba bu durumları nasıl ortadan kaldırabiliriz? Akla ilk gelen bu işler uzaktan kontrol edilmeli ve insana hiçbir şekilde zarar vermemeli olurdu. Daha sonra bu problemleri yazılımla nasıl çözebiliriz diye düşünüp yazılımı kullanıp bu gücü fiziksel olarak temsil edecek bir forma ihtiyaç olduğuna karar verirdiniz. Form ne olacaktı ki? Hangi problemi çözeceksek ona uygun bir form oluşturacaktık. Yukarıda bir problemi çözmek için tasarlanmış bir robotu izlediniz ve o göreve uygun bir formda yapıldığını gördünüz. Normalden daha yukarı kalkan bir kol olması en önemli bir kriterdi. Görevini yaparken de hangi adımlarla yaptığını görebiliyorduk. İnsan eli gibi tuttuğunu yerinden kımıldamadan teker teker huni üzerine bırakmıyordu. Önce alacağı huniye yaklaşıyor. Tutacağını açıyor.  Huniyi tutacağına sıkıştırıyor.Geri çekilip havaya kaldırıyor. Dönüyor. Kolu  havaya kaldırıyor. İlerliyor. Ana huni gelince duruyor. Mesafeyi kontrol ediyor. Kolun yeterli yükseklikte olup olmadığını kontrol ediyor…  Şu an aklınızdan code.org, strach gibi kodlama uygulamalarında neden bloklarla adım adım işlemlerin yapıldığını, algoritma mantığının nerede nasıl kullanıldığını ne işe yaradığını anladınız mı? Neden her şeyin ilk adımı algoritma ve kodlama olduğunu? =)

6-Arttırılmış Gerçeklik  (Augmented Reality) (AR)

Artırılmış gerçeklik (AR) ses, video, grafik veya GPS verileri gibi bilgisayar tarafından üretilip duyusal girdi ile artırılıp canlandırılan elemanların fiziksel, gerçek dünya ortamıyla birleştirilmesiyle oluşturulan yeni bir algı ortamının canlı doğrudan ya da dolaylı bir görünümüdür.  Gerçek dünyanın kamera ile görüntüsünün alınması sırasında, gerçek dünya üzerinde önceden belirlenmiş olan hedef noktalara, bilgisayarda hazırlanmış olan  materyallerin belli noktalarından bağlanması ve oluşan sonucun yazılımlar vasıtasıyla yorumlanarak çıktı görüntünün eş zamanlı olarak alınmasıdır.

Augmented Reality” kavramı Türkçe’ye “Zenginleştirilmiş Gerçeklik” ya da “Artırılmış Gerçeklik” olarak çevirilmektedir. Augmented Reality sayesinde istenilen herhangi bir şey örneğin mobil cihaz ya da bilgisayardaki bir kamera aracılığıyla, gerçek dünyada pozisyonlandırabilir ve işlevsel hale getirebilmektedir. Videoda izlediğiniz gibi eski çağlardaki dinazorları sanal gerçeklik aracılığıyla insanlara tanıtıyorlar. Sanki o çağları tekrar yaşıyormuş gibi değil mi? Neredeyse tüm alanlarda bu teknolojiyi rahatlıkla kullanabiliriz.

7-Sanal Gerçeklik ( Virtual Reality) (VR)

Sanal gerçeklik: bilgisayar yazılımıyla oluşturulan, kullanıcıya sunuluş biçimiyle kullanıcının inançlarını askıya almasını ve gerçek bir ortam olarak kabul etmesini sağlayan yapay ortamdır. Kullanıcının eylemlerine gerçek zamanlı yanıt veren üç boyutlu bilgisayar ortamı olarak da tanımlanmaktadır.[1]

İnsan duyularının gerçekmiş gibi kapılması nedeniyle “sürükleyici çoklu ortam”; bilgisayar aracılığı ile uygulanması nedeniyle “bilgisayar simülasyonu”; farklı bir üretim aşaması olması nedeniyle “yapay gerçeklik”, “siber gerçeklik” adları da verilmektedir.

Sanal gerçekliğin sunduğu  yararlara ulaşabilmenin en kısa yolu bir sanal gerçeklik gözlüğü alıp deneyimlemekten geçiyor. Arttırılmış gerçeğin ötesinde bir deneyim. 360 derece çekilmiş videolarla ya da 3 boyutlu sanal görüntüyle oluşturulmuş gerçekliklerle bu deneyimleri yaşayabilirsiniz. Bu deneyimler sonrası siz de sanal gerçeklik için kendi çalışmalarınızı oluşturabilirsiniz.

Özetle:

Bir başka yazıda görüşmek dileğiyle..

 

Kaynak:

http://www. dmy .info/sanal-gerceklik-nedir/
https://medium.com/turkce/nedir-bunun-olay%C4%B1-sanal-ger%C3%A7eklik-fe071f20be27
http://www. egitimdeteknoloji .com/kodlama-egitimi
http://www.dijitalajanslar.com/projeler/artirilmis-gerceklik/
http://www.endustri40.com/artirilmis-gerceklik-augmented-reality/

Eğitim ve teknoloji haberlerini, ilginç ve önemli bilgileri, kendimi geliştirdiğim alanlardaki öğrendiğim tecrübelerimi blogumda paylaşıyorum. Öğrenmekten ve paylaşmaktan zevk alıyorum.İnandığım bir şey var ki istisnalar hariç, hiçbir şey imkansız değildir. Mucizeler için zaman gerekir! Bu benim yaşam felsefem.

Yorumlar 0
İlk yorumu yazmak ister misin?