Bugün Internet Computer Protocol blok zincirini tanıyıp Hello World örneğiyle bu merkeziyetsiz geliştirme ortamına ilk adımımızı...
Hiçbir Şey İmkansız Değildir!
Kemal İKİZOĞLU
Impossible is just a big word thrown around by small men who find it easier to live in the world they have been given than to explore the power they have to change it. Impossible is not a fact. It’s an opinion.Impossible is not a declaration. It’s a dare. Impossible is potential. Impossible is temporary. Impossible is nothing. – Muhammed Ali
“İmkânsız” kelimesi kendilerine verilen hayatı yaşamayı, aslında ellerinde bulunan onu değiştirme gücünü keşfetmeye kıyasla daha kolay gören küçük insanlar tarafından ortaya atılmış büyük bir kelimedir. İmkânsız bir gerçek değildir sadece bir fikirdir. İmkânsız bir ifade değildir, sadece bir cesarettir. İmkânsız bir potansiyeldir. İmkânsız geçici bir şeydir. İmkânsız diye bir şey yoktur. – Muhammed Ali
Muhammed Ali. Efsane Boksör. Onu efsane yapan şey neydi? Ona duyulan saygı neydi? Dilimizden düşüremediğimiz “Hiçbir şey imkansız değildir” cümlelerinin sahibi olan bu kişi neden bu şekilde söylemiş. Aklınıza gelebilecek her türlü sorunun birkaç küçük cevabı var.Kendini gerçek anlamda keşfedip, kendine inanıp, kendini aşabildiği için ve başarılmaz,imkansız diye insanların ifade ettiği şeylerin bile aslında kendi potansiyelimizi aştığımızda gerçekleştirebileceğimizi gördüğü için bu zamana kadar zihinlerimizi allak bullak eden imkansızlığı bu şekilde ifade etmiş.
Her ne kadar bu cümleleri dilimizde dolaştırıp hayat felsefesi haline getirsek de gerçek anlamda anlayıp irdelememiz gerekir. Hayatımızda önümüze çıkan engellere rağmen bu hayat felsefemizi uygulayamıyorsak hala bir şeyleri özümseyememişiz demektir. Hayatımızın her adımında karşımıza türlü türlü engeller,problemler,sıkıntılar çıkıyor. Her ne kadar bizimle ilgili olmasa da ya da bizim potansiyelimize kalmış bir durum olsa da her şey bizim tercihlerimiz, bizim seçimlerimiz. Biz tercih ettik, biz seçtik ve bu zorluklarla karşılaşacağımızı da biliyoruz. İstisnai durumlar elbette var fakat bunları aşabilecek yine biziz! Ama genel anlamda baktığımızda her gün bir ikilem arasında kalıyoruz.
Hayatımıza yön vereceğimiz kararlarımızda hep en az iki seçenek arasında kalıyoruz. Seçenekleri değerlendiriyor ve en kolay yoldan hedefimize nasıl ulaşabileceğimizi düşünüyoruz. Yolunuz çok kolay da olsa çok zor da olsa bir seçim yapmak zorundasınız. Şu an seçtiğiniz yol çok kolay görünebilir.Daha yolun başından uzaklara bakılarak yolun sonu görünmez. Yol çok kolay diye çıkarsınız umulmadık engellerle karşılaşabilirsiniz. Bu seçeneği çok kolay göründüğü için seçtiğinize de pişman olursunuz. Ya da kendinize güvenerek, yapabileceğinizi düşünerek zor olanı tercih ettiniz. Daha yola adımınızı atar atmaz engellerle boğuşmaya başladınız. Birkaç engel geçtikten sonra engellerin gücü artıp nasıl dayanabileceğinizi düşünmeye başladınız. Artık bundan sonra gelecek engelleri nasıl aşabileceğinizi düşünürken aslında en zor engellerin yolun başında birkaç taneden ibaret olduğunu ve yolun sonuna kadar hiç zorlayıcı engelin olmadığını görmeye başlarsınız. Böylelikle iyi ki zoru seçmişim diye de mırıldanmaya başlayabilirsiniz.
Biz seçenekler arasında bunlar kolay bunlar zor diye ayrımda bulunurken aslında en iyi tercihler hayallerimizdir. Yolun uzun olması,kısa olması,kolay ya da zor olması bizim için bir tercih sebebi olmamalı. Bizim için önemli olan hayallerimizi gerçekleştirebilmek! Her işin bir zorluğu bir kolaylığı vardır. Hayallerimizi gerçekleştirmenin de zorluğu ve kolaylığı vardır. Çok çalışıp mücadele edip yürekten istediğiniz bir hedefi gerçekleştirebilmek karşısında ne durabilir ki? Çocukluğumuzdan hayatımızın sonuna kadar hep hayal kurar ve bu hayalleri gerçekleştirmeye çalışırız. Eğer biz hayallerimizi gerçekleştirmeyecek olsaydık neden hayal kurmak için zaman harcıyor olurduk ? Ya da hayatımızda hayallerimize erişebilmek için tercihler yapmasaydık ne için tercih edecektik? Hedefimiz, yolumuz ne olacaktı? Rastgele insanların seçimleri ve istekleriyle bir hayat mı yaşamayı isterdiniz? Tabi ki hayır!
Hayallerimize ulaşabilmek için çabalarız. Önümüze engeller çıkar. Olmadık şeylerle uğraşmak durumunda kalabiliriz. Bazen arkadaşlarınızın da yarı yolda bıraktığını görürsünüz. Çevrenizin size bakışı değişir. Olumlu hissedebileceğiniz birçok şey birden etrafınızdan çekilir. Aileniz ve sizi seven bir iki kişiyle ortada kalabilirsiniz. Hatta ve hatta söylediğiniz birkaç cümlede size neler yapılabileceğini tahmin edemeyebilirsiniz. Örneği yine en güzel Muhammed Ali yaşamıştı. Durumun ne olduğunu açıklayan kısa bir alıntıyı sizinle paylaşmak istiyorum:
1964 yılında 22 yaşındayken, Sonny Liston’u yenip Dünya Şampiyonu oldu. Bu zaferden sonra dinini değiştirdiğini ve İslam‘a geçtiğini açıkladı. Muhammed Ali ismini aldı ve çok sevdiği boks’a 1967‘den 1970‘e kadar ara vermek zorunda kaldı. “Vietnamlılar bana hiçbir kötülük yapmadılar ki onlarla savaşayım.” diyerek Vietnam Savaşı‘na gitmediği için 5 yıl hapis ve 10 bin dolar para cezasına çarptırıldı. Lisansı ve pasaportu elinden alınınca dava süresince maddi sıkıntılar yaşadı ve iflas ettiğini açıkladı. Ailesinin yardımı ve üniversitelerde para karşılığı yaptığı konuşmalarla geçimini sağladı. 1970‘te temyiz davasını kazanıp tekrar boksa döndü. – https://tr.wikipedia.org/wiki/Muhammed_Ali
Bunu okuduğunuzda ne kadarına inanabiliyorsunuz? Vietnam Savaşı sırasında söylediği şeyler, uğrunda mücadele ettiği sporundan mahrum kalmasına, lisansının ve pasaportunun elinden alınmasına ve hapis ve para cezasına çarptırılması sebep oldu. Ve bu olayı ömrünün en verimli yıllarında yaşadığını da düşünün. Peki siz hayatınızda böyle bir durumla karşılaşsaydınız neler yapabilirdiniz? Uğruna mücadele edeceğiniz şeylerin üzerine mi giderdiniz yoksa olabilecek en kestirme en kolay yolu mu tercih ederdiniz? Temyiz sonrası lisansı, ödülleri, pasaportları, ünvanı geri verildi. Fakat o inandığı şeyleri yaptı, hayallerindeki yere ulaşabilmek için tüm kalbiyle inanıp başarabilmek için uğraştı. Başardı da..
Yıllar sonra hayatınızda şöyle geriye dönüp baktığınızda yaptığınız her şeyi düşünmeye başlarsınız. İyi kötü, başarılı başarısız,mutlu mutsuz her anı… Hayallerinize ulaşıp ulaşamadığınızı hep zihninizde sorgularsınız. Yıllar sonra yaşadığınız hayatınızdan geriye kendinize verebileceğiniz en büyük ödül sizi beklemektedir: Yüzünüzde yılların ağırlığının üzerine bırakabileceğiniz harika gülücükler, çevrenize gönül rahatlığıyla paylaşabileceğiniz anlatabileceğiniz tecrübelerle, anılarla, güzelliklerle dolu hayat sohbetleri ve daha nicesi. En güzeli de gününüzün her anında etrafa gülücükler saçabilecek enerjiyle hala ayakta olduğunuzu görebilmeniz! Ben başarılıyım diye kendinize söyleyebilmeniz.Kendi istediğiniz hayatınızı yaşadınız, kendi hayallerinizi gerçekleştirmeye çalıştınız, kendiniz oldunuz ve karşınıza çıkan engelleri aşarak yolunuzdan şaşmadan hep ileriye yürüdünüz. Dünyadaki tüm başarılı insanların yaptığı gibi Muhammed Ali’de öyle yaptı. Ölümü üzerine törenlerde gördüğümüz o kalabalık şu an hala kendisine duyulan saygı ve sevgi, kendi yolundan şaşmadan istediğine azimle çalışmayla ulaşabilmenin ve bunu başardığını ve herkesin başarabileceğini gösterebildiğinin özetiydi.
Ben başarabileceğimize inanıyorum. Tekrar tekrar kendime şunu söylüyorum:
İmkânsız geçici bir şeydir. İmkânsız diye bir şey yoktur.
Son Yorumlar..