Bugün Internet Computer Protocol blok zincirini tanıyıp Hello World örneğiyle bu merkeziyetsiz geliştirme ortamına ilk adımımızı...
Aşı olduk!
Kemal İKİZOĞLUHerkese merhaba,
Şubat tatili sonrası eğitimin bazı kademelerinde yüz yüze devam etmesi kararı alındıktan sonra öğretmenler tedirgin bir şekilde okula gitmeye başladılar. Stresli bir dönüşüme daha tanıklık ediyorduk.
Okullarda her ne kadar önlem alınsa da her öğretmenin okula geliş süreci aynı değil. Kimisi kendi aracıyla, kimisi servis kullanarak, kimisi toplu taşıma gibi farklı ulaşım yollarını kullanarak okullarına gidiyorlar. Kendimizi okula gelene kadarki süreçte ne kadar korusak da okullarda çocukların taşıyıcı olup olmadığını bilmediğimiz bir durumda söz konusu. Maske ile gün boyu ders anlatmak, sesini duyamayan öğrenciler için daha yüksek tonda konuşarak duyabilmesini sağlamak sürecin görünen sadece birkaç durumudur. Blogumda bir önceki paylaştığım Güzel Düşünün, İyi Hissettirin! başlıklı yazımda da belirttiğim gibi fiziksel olarak mücadele ettiğimiz bu durumların yanında bir de psikolojik olarak karşı karşıya kaldığımız ayrı bir durum söz konusu.
Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı aşı takviminde öğretmenler için daha çok zaman olduğunu görünce aşıyı beklemekten başka elden bir şey gelmiyordu. Son zamanlarda çıkan haberlerde maçların oynanabilmesi için futbolcuların, hakemlerin aşılanması, turizmin başlayacak olması nedeniyle turizmcilerin, otel çalışanlarının aşılanmasında öncelik haberlerini duydukça Milli Eğitim Bakanlığı’mızın bizleri gözden çıkarttıklarına bir kez daha şahit olmuş olduk.
Öğretmenler olarak her birimizin yaşadığı ayrı durumlar, çözülmesi gereken ayrı problemler, bekleyen ayrı işlerimiz var. Tüm bu serüvenlerimiz bir film şeridi gibi gözümüzün önünden akıp giderken “İlköğretim kademesinde çalışan öğretmenlerin aşılama süreci başlayacak.” haberi geldi. Nasıl oldu, niye oldu bilmiyorum ama hala anlamış değilim. İlköğretim kademesindeki tüm öğretmenlerimize 1 hafta içerisinde parça parça aşı tanımlandı. Rüya gibiydi. e-Nabız hesabıma girip kontrol ettiğimde bana da tanımlanmıştı.
Aşı için randevum 2 gün sonrasına verildi. Bu zamana kadar aşı beklediğimiz, istediğimiz durum gerçekleşmiş ve aşıya gidiyordum. Yolda bile şaşkınlık içerisindeydim. Nasıl oldu da bizlere sıra geldi, acaba listelerde hata mı oldu diye hala kendime sormuyor değilim. Kendimce Temmuz, Ağustos aylarında aşıyı kullanacak başka bir yer kalmamışsa bir ihtimal aşılanabiliriz diye düşünüyordum. Hastaneye gittiğimde uzun kuyruklar yoktu. 10 dk içerisinde aşımı oldum. Hemşireler, aşı olduktan sonra her türlü duruma karşı yaklaşık 15 dk hastanede beklemenizi istiyorlar. Bu süreçte herhangi bir şey hissetmedim. Hastaneden ayrılıp eve geldim. Ertesi gün uyandığımda ise kolumda bir ağrı, biraz da halsizlik hissettim. Aşı yerine hafif dokunduğumda, kolumu 90 derece kaldırdığımda bu ağrıyı hissediyordum. Kollarım yere salık iken bu ağrıyı hissetmiyordum. Aradan iki gün geçtikten sonra ağrı kendiliğinden geçti.
Aşı olduğum için kendimi biraz rahat hissediyorum. İnsanın maskeyi ağzından çıkartıp da özgürce nefes alabileceğini hayal ediyor. Ayrı bir özgüven geliyor. Fakat bunlar aceleci davranışlar. Ülkede herkes aşılanmadan maskeleri çıkartmak ve tedbiri elden bırakmak yok tabi ki. Şu an virüse yakalandığımda atılan aşının bir anlamı olmayacak. Bu sebeple öncekinden daha fazla kendimi korumaya çalışıp antikorlarımın oluşması bekliyorum. 28 gün sonraki ikinci doz için de gün sayıyorum. Umarım bir an önce ülkemizde aşılama süreci hız kazanır ve özgürce dolaşıp gezebildiğimiz günlerimize yeniden kavuşuruz!
Hepimize sağlıklı günler diliyorum.
Hoşça kalın.
Son Yorumlar..